Birçok taraftar, Portekizli teknik adamın eski formunda olmadığını ve turun kaybedilmesinde birinci sorumlunun hoca olduğunu dile getirdi.
Öte yandan sarı lacivertli camiada bir başka kesim ise Jose Mourinho’nun kariyerine vurgu yaparak hocanın eleştirilmemesi, sorunun onda değil oyuncular ve yönetimde olduğunu savunuyor. Camia içerisinde yaşanan bu ikileme, Akşam Gazetesi yazarlarından Aydın Türkmen de köşesinde değindi. Türkmen yazısında, “Hala zamana ve transfere ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için erken yargıya varmak istemiyorum, ama bu ‘sınırsız övgü’ de doğal gelmiyor” ifadelerini kullandı.
İşte Aydın Türkmen’in köşe yazısı;
MOURİNHO’YA DAİR 3 NOT
Ne kariyerine ne de ‘zoru kolay’ yapan hırsına ve zekasına diyecek yok… Türkiye’de olması bile Türk sporu için ciddi bir ivme nedeni. Ancak geride kalan kısa sürede bıraktığı izlenim adının büyüklüğüyle pek orantılı gözükmüyor… Elbette bir yol haritası vardır, ama kağıda not düşmekte fayda olduğunu düşündüm:
1- Yanlış bir iletişim stratejisini sahiplenmiş gözüküyor… Zira hem lig maçı sonrası hem Lille maçı öncesi Galatasaray ve onun hocasıyla ilgili sözleri mantıkla izah edilebilir değil.
‘Saha dışı rekabet’ ile ilgili olumsuz bir motivasyona maruz kaldığı ve gönüllü rol oynamak istediği kesin gibi. Sezonun ilk haftasından üstlendiği bu rolü ne kadar taşır, ne sonuç alır göreceğiz…
Ama rakip camiaları konsolide etme konusunda ilk kıvılcımı çaktığını bilmeli!
2- Türk futbolu konusunda dersini iyi çalışmamış gözüküyor… Kastım sadece sahadaki mücadele değil, camiaların beklentileri, taraftarların psikolojisi, ezeli rekabetin yarattığı kırılgan ortam gibi bir dizi faktörün oluşturduğu futbol habitatından bahsediyorum.
Mesela, bırakın İsmail Kartal’ı, Türk futbolunun en kariyerli hocası Fatih Terim, “Zaten Şampiyonlar Ligi’nde ilerleyemezdik” deseydi ne olurdu? Fenerbahçe taraftarı için bugün asıl olan şampiyonluk olduğu için üzerinde durulmayacak biz detay gibi gözükse de özünde çok şey barındırıyor…
Yani yarın, “Zaten benden önce şampiyon mu oluyordunuz” demeyeceğinin garantisi yok!
3- Bu son not, yaptıkları ve yaptıklarını ‘sınırsız övenler’ için… Lafı dolandırmadan söyleyeyim; 99 puan gibi bir rekorla ikinci olan İsmail Kartal’ın oyunu, mevcut Fenerbahçe’den çok daha ilerideydi. Eksik yok mu var, orta saha ‘transfer’ diye bağırıyor mu, bağırıyor.
O yüzden zaten Lille maçı sonrası hedef isim Mourinho değil yönetim. Ancak, skor dezavantajının yarattığı ekstra motivasyonu denklem dışına çıkarıp buradan bir Mourinho güzellemesi yapmak da abartı geliyor. Ne diyorlar, “Kazanmak için 3 forvet soktu, başkası yapamazdı.”
Eee daha önce İsmail Kartal yapmıştı… Çok değil daha 2 hafta önce Süper Kupa’da Okan Buruk yapmış, başarısız olunca da yerden yere vurulmuştu. Hala zamana ve transfere ihtiyacı olduğunu düşündüğüm için erken yargıya varmak istemiyorum, ama bu ‘sınırsız övgü’ de doğal gelmiyor.