Kitap okuma kültürü ülke ve toplumların gelişmişlik düzeyleriyle doğrudan ilintili önemli göstergelerden biridir.Kişi ve toplumların gelişiminde büyük bir etkiye sahiptir.
Kitap okumanın insanların düşünce yapısını ve hayâl gücünü geliştirmek, sözcük dağarcığını artırmak, çeşitli tecrübeler ve birikimler kazandırmak gibi birçok faydaları vardır.
Kitap okumak, kişisel ve kültürel gelişimin yanı sıra beyin gelişimi açısından da oldukça önemlidir.
Beynimiz sağ ve sol hemisferlerden oluşmaktadır.
Kitap okurken biz ağırlıklı olarak sol hemisferimizi geliştirmekteyiz.
Bu mantıksal, matematiksel ve sözel yönlerden gelişim sağlar.
Televizyon izlerken ise sadece duygu yüklü sağ hemisferimiz gelişir.
Ülkemizde televizyon izleme oranının oldukça yüksek olması daha çok sağ hemisferin gelişmesine yol açar. Sol hemisferimiz ise geride kalır.
Bu durum beynin bütünsel gelişimini ve oluşumunu olumsuz yönde etkiler.
Sağ ve sol hemisferin eş zamanlı olarak gelişmesi çok önemlidir.
Bunu sağlayacak tek şey de düzenli kitap okumaktır.
Eğitimciler ve uzmanlar bireylere özellikle de çocuklara mutlaka kitap okuma alışkanlığı kazandırılması gerektiğini önemle vurgulamaktadır.
Bir ülkenin gelişmişliği o ülkenin kültür temelli okuma düzeyi ile doğrudan ilgilidir.
Türkiye’de kitap, gazete ve dergi okuma oranı aynı gelişmişlik düzeyine sahip ülkelere göre oldukça düşüktür.
Düzenli kitap okuma oranı Avrupa ülkelerinde yüzde 21 iken, bu oran Türkiye’de sadece yüzde 0.1 (binde 1) civarındadır.
TÜİK verilerine göre, günde ortalama 6 saat televizyon izleyip, 3 saat internette gezinen Türk toplumu ne yazık ki, kitap okumaya yılda 6 saatini, günde sadece 1 dakikasını ayırmaktadır.
Okuma yeterliliği bakımından 65 ülke arasında 42’inci sırada bulunuyoruz.
Çocukların okuma ve anlama becerileri açısından 35 ülke arasında 28’inci sıradayız.
Ülkemizde hiç kitap okumuyorum diyenlerin oranı yüzde 58 civarındadır.
Türkiye’de kitap hane halkı ihtiyaç listesinin 235’inci sırasında yer almaktadır.
Dünya’da kişi başına kitap harcaması ortalama 1.3 ABD doları iken, Türkiye’de 0.25 ABD dolarıdır.
Bu veriler ülkemizin kültürel gelişimi için önemli bir tehdittir.
Birçok toplumsal sorunun temelinde işte bu kültür temelli okuma, yazma ve sanatsal etkinliklere katılımda yaşanan olumsuzluklar yatmaktadır.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü(UNESCO)’nün verilerine göre Türkiye kitap okuma oranında dünyada 86’ıncı sırada olup Afrika ülkeleriyle aynı kategoride bulunmaktadır.
Herhangi bir konuda “fikir” sahibi olmak isteyen bireyin öncelikle o konuda “bilgi” sahibi olması gerekir.
Bir konuda bilgi sahibi olabilmek ise o konuyu araştırmak ve okumakla mümkündür.
İçinde yaşadığımız çağda toplumlar sahip oldukları bilgi birikiminin yüzde 60’ını kitaplar sayesinde edinmektedir. Geri kalan bilgi ise deney, gözlem ve tecrübelerle öğrenilmektedir.
Gelişmemiş toplumlarda insanların kitap okumak yerine vakitlerini boş ve faydasız işlerle geçirmek yaygındır.
Kitap okumanın insan gelişimine etkilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Kitap okumak, beynimizde bulunan sinir sistemlerini devreye sokarak onları harekete geçirmektedir. Dışarıdan gelen her bilgi beynimizde bir tepkiye ve sinir hücrelerinde yeni bir bağ oluşumuna neden olur.
- Yapılan araştırmalara göre çok kitap okuyan kişilerde yaşlılığa bağlı olarak görülen fonksiyon kaybı en hafif şekilde meydana gelmektedir.
- Kitap okurken birçok kişi, konu, mekân ve olayla tanışırız. Bu sayede beyinde yer alan sinapslar güçlenir, özellikle de kısa süreli belleğin daha çok gelişmesi sağlanır.
- Araştırmalar yüksek sesle kitap okumanın psikolojik sorunların çözümüne olumlu yönde etki ettiğini ortaya çıkarmıştır.
- Son zamanlarda insanlar çağımızın hastalığı olarak nitelenen stresten çok fazla şikâyet etmektedir. Araştırmalar kitap okumanın stresi yüzde 68 oranında azalttığını göstermiştir.
● Yaşlı bireylerin sürekli kitap okuması alzheimer riskini büyük oranda azaltmaktadır. Kitap okuyan bireylerde diğer bireylere göre alzheimer görülme riski 2.5 kat daha azdır. - Çağımızda çoğu insanın uyku sorunu bulunmaktadır. İnsanlar yatmadan önce kitap okudukları takdirde beyin bu duruma alışır. Kitap okuduktan sonra uykuya geçme hâli daha çabuk olur.
- Kitap okuma alışkanlığı insanların hayata dair becerilerini de artırmaktadır. Bir sorunla karşılaşan ve kitap okuma sayesinde bilgi sahibi olan bireylerin çözüm üretmeleri kitap okumayan bireylere göre daha kolay olmaktadır.
- Okuma alışkanlığı kazanmış çocuklar karmaşık problemleri çözmede diğer çocuklara göre daha başarılı sonuçlar elde etmektedir.
- Öğrenim hayatına atılmadan önce kitapla haşır neşir olan çocukların eğitim ve öğretim hayatlarında fazla zorluk çekmedikleri görülmüştür.
- Her insanın hayatta bir amacı ve hedefi vardır. Amaca varmanın, hedefe ulaşmanın yolu düzenli kitap okumaktan geçer.
- Ülkemizde okullarda ve iş hayatında birçok seviye belirleme sınavı yapılmaktadır. Bu sınavların hemen hemen hepsinde de Türkçe soruları sorulmaktadır. Bu soruların büyük bir bölümünü de paragraf soruları oluşturmaktadır. Çok kitap okuyan bireyler bu paragraf sorularında daha başarılı olmaktadır.
- Ayrıca çok kitap okumak, sınav süresince harcanan vakti en aza indirerek zaman tasarrufu sağlamaktadır. Sınava giren öğrenci kitap okuma alışkanlığına sahip ise soruları oldukça hızlı okuyacak ve daha kolay cevap verecektir.
- Yapılan araştırmalar sürekli kitap okumanın eğitimde başarıyı yüzde 35 oranında arttırdığını ortaya çıkarmıştır.
- Kitap okuma alışkanlığına sahip kişiler genel olarak konuları kolay bir şekilde anlama ve kavrama becerisine sahip olmaktadır. Kitap okuma alışkanlığı bireyin düşünme becerisini geliştirir, ufkunu açar.
Beyin gelişiminin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için düzenli kitap okumak gerekir.
Çağımızda çocuklar vakitlerini daha çok bilgisayar, telefon, tablet gibi elektronik cihazlarla geçirmektedir.
Bunların aşırı kullanımı çocukların ruh sağlığını bozduğu gibi zihinsel belleğini de olumsuz yönde etkilemektedir.
Yapabileceğimiz en mükemmel şeylerden birisi de düzenli kitap okumaktır.
İnsanlar kitap okuduklarında duyuşsal ve bilişsel zekâları gelişir, becerileri artar.
xOnları kontrol altına alamaz, kandıramaz, sindiremez, korkutamaz, kendi çıkar ve emellerinize alet edemezsiniz.
Ülkemizde kitap okumanın yaygınlaştırılması ve gelenek hâline getirilmesi için başta kamu otoritelerine özellikle Milli Eğitim Bakanlığına, merkezi ve yerel yönetimlere, basın ve medya organlarına, üniversitelere, okullara, eğitimcilere, ebeveynlere hülâsa herkese büyük görevler düşmektedir.
Unutulmamalıdır ki; cehâlet, sefâlet, yokluk ve yoksulluk, kan, gözyaşı, savaşlar ve ölümler en az okuyan coğrafyalarda yaşanmaktadır!
YORUMLAR