DAHA KÖTÜSÜ YOK”
Neresinden tutsanız tel tel dökülen, her tarafı elimizde kalabilecek bir Beşiktaş’ı F.Bahçe bu şekilde yakalamışken affetmedi. Oyunun iki bölümü var. Musrati’nin atıldığı bölüme kadar olan ilk 25 dakika ve eksik kalan Beşiktaş’ın oynadığı maçın geri kalanı.
Oyun olarak ikisi arasında bir fark var mı? Diye baktığımızda onu da göremiyoruz. F.Bahçe, maçın ilk saniyesinden itibaren aldığı kontrolü, maçın tamamında istediği yöne çevirdi. İkili mücadeleleri kazanan, ayakta kalan, topa her daim sahip olan F.Bahçe’nin Beşiktaş’ı bu kadar ezmesi, Beşiktaş açısından çok kabul edilebilir bir durum değil. Beşiktaş’ın F.Bahçe’ye karşı eksik kaldığı bir çok maç var. Bunlarda kazandıkları da oldu kaybettikleri de. Ama oyun olarak hiç bu kadar kötüsü olmadı.
Maçın ilk yarı istatistiğinde kafa toplarının %100’ünü F.Bahçe’nin kazandığı bir derbi ben hiç hatırlamıyorum. Beşiktaş’ta takıma katkı yapması için devre arası transfer edilen Worrall, Musrati ve Muçi gibi oyuncular da üst seviye bir maç için sınıfta kaldılar. Tempo yükseldikçe lider oyuncuların daha çok inisiyatif almasını beklersiniz ama Beşiktaş gerçeğinin çok gerisinde göründüler. Sadece bu oyuncular değil, takımın tamamı için aynı şeyi söylemek mümkün.
Savunmacıları bir yere kadar anlayabiliyoruz onlar mücadele ediyorlar ve işin defans tarafında ayakta kalmaya çalışıyorlar ama ön tarafa atılan toplarda Rashica, Muleka, Semih, Muçi’nin bu kadar top kaybı ile oynamalarını anlamak mümkün değil.
Oyun olarak da rakibinin baskısı altında kalan bir takımın bu sonucu kabullenmekten başka da çaresi yoktu. Cenk’in şahsi becerisi ile attığı harika gol de bu gerçeği değiştirmez!