HER YERDE “KOL GEZEN UYUŞTURUCU
Uyuşturucu madde; Kimyasal yapıları sebebiyle vücutta bulunan hücresel öğrenme süreci ile bağımlılık kazanarak fiziksel ve psikolojik tahribata yol açar.
Uyuşturucu madde kullanımı çok eskilere dayanmakta olup katil ve barbar olan zamanın terörist örgütü Haşhaşilerin de kullandığı bir maddedir.
Toplumu uyuşturmak, müdemmag bir duruma getirmek için günümüz Terör örgütleri ve illegal örgütler tarafından da kullanılmakta ve tacirliği yapılmaktadır.
İnsanlığa bu denli zararlı olan uyuşturucu madde günümüzde her sokak başında marketten su alır gibi imal ve ticaretinin yapıldığı, neredeyse toplumun her kesimine sirayet ettiği apaçık ortadadır.
Ölümcül virüslerden daha tehlikeli olan bu uyuşturucu maddenin ticareti
insan düşmanlığının açık örneğidir.
UYUŞTURUCUNUN ZARARLARI;
Adalet Bakanlığının verilerine göre uyuşturucudan ölenlerin sayısı 2019’da 3’ü 14 yaşında olmakla beraber 941 kişi olmuştur. Ülkemizde 2016 yılının verilerine göre bağımlı sayısı 700 bin kişiye ulaşmıştır. Uyuşturucu kullanımı son on yılda %23 artmıştır. 2024 yılına kadar yaklaşık iki milyon insan yaşamını yitirmiştir.
Bu zehir aklı uyuşturarak düşünme yetisini dondurur, böylece kişinin davranışlarını değiştirip adeta zombileştirerek ahlak yoksunluğuna, tiran bir kişiliğe bürünmesine ve hodbin duygulara sahip olmasına neden olmakta ve yaşamını oldukça zorlaştırıp çevreye uyum yetisini alabilmektedir.
Kişiyi yalnızlaştırıp ailesinden, toplumdan, değerlerinden, karakterinden koparıp andavallaştırır. Bu zehir; kişi de kemik erimesi, unutkanlık, hafıza kaybı, şizofreni vb. birçok hastalığa sebep olmaktadır.
Gencecik insanlar patolojik durumlarla boğuşmakta, paranoid, şiddet meyillisi ve parafililer ile toplumda nahoş durumlara mahal verebilmektedir. Toplumun değer ve yargılarını ezerek yıkıma neden olabilmekte böylece zincirleme şeklinde gelişerek bağlantılı olduğu örgütlere finansal kaynak sağlamakta, ülkenin bekasına, milletin huzur ve refahına ciddi zararlar vermekte ve devletin çöküşünü kolaylaştırmaktadır.
Aileler, el bebek gül bebek büyütülen, göz bebekleri olan evlatlarının belki de tek çocuklarını bu illete kurban vererek, gözlerinin önünde gün be gün erimelerini seyrederek, hayattan koparılmalarını içler acısı bir hal ile izlemekteler.
BU ZEHİRE ÇARE VAR MI?
Toplumumuzun düzenine ağır darbeler indiren uyuşturucu henüz masumiyetini kaybetmemiş saf ve tertemiz duyguları olan gençlerin hayatını karartan bu illetin yegane çaresi toplumsal bağların güçlendirilmesiyle, tüm eğitim kurumlarında zararlarının detaylı şekilde anlatılmasıyla, KOM ve NARKOTİK suçlarla mücadele birimlerinin daha aktif çalışmalar yaparak halk ile birebir iletişim halinde olmak suretiyle gerek Dernek gerekse Siyasi Partilerle istişare yaparak, desteklerini alarak, ticareti yapılan her mahal yerine gözetleyici koymak ve daha ağır ceza gerektirecek kanunların getirilmesiyle önü kesilebilir.
Tek tedavi yöntemi uyuşturucu satışının önlenmesidir.
Sonuç olarak; ülkemizde giderek genişleyen bu zehir pazarı ile kolay kazanılan paralar cezbedici hale gelmekte, neredeyse tüm mekanlarda ticareti yapılmakta ve hiçbir engele takılmadan keyif sürmektedir. Güçlenen bu zehir terörü toplumumuzu çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya getirmektedir. Önlemi alınmadığı taktirde neticesi çok ağır vakalara sebebiyet verecektir. Ülkesini seven her vatandaşın, çocuğunu seven her anne ve babanın görevi bu uyuşturucu terörüne savaş açmak ve karşı durmaktır.
Medya da gereksiz gündem yaratılacağına, gereksiz programlar sunulacağına insan hayatını ve toplumu çoraklaştıran bu zehir terörü konuşulmalıdır.
Haydi hep beraber müteselsil şekilde devam eden bu zehri yok edelim.
İnsani görevimizi yerine getirelim. Kötülüğe karşı durmanız iyi olduğunuzu gösterir.
Her kim bu kötülüğe göz yumarda umursamazsa suça ortak olur.
Çocuklarımızın geleceği elimizde, geleceklerinin katili olmayalım.
Bu Terörün Yok Olması Dileğimle
İnşaAllah biter ve gençler kurtulur.
Keşke ülkeden komple yok olsa da kurtulsak