Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Kudüs’ün tarihsel önemine dikkati çekerek, şehrin dinlerin, kültürlerin, farklı kökenlerden gelen insanların asırlarca iç içe, yan yana, huzur ve sükunetle yaşadığı barış ve kardeşlik kenti olduğunu anımsattı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik 7 Ekim 2023’te başlayan katliam ve saldırılarının hız kesmeden sürdüğünü hatırlatan Bahçeli, “ABD destekli İsrail, bir soykırıma, insanlık dramına dönüşen saldırılarına devam etmektedir. Binlerce bebek, çocuk, kadın, yaşlı hunharca şehit edilirken, ne dünya ne de İslam ülkeleri soykırımın önüne geçen sonuç alıcı bir girişimde bulunamamaktadır. İsrail terörü, taşınması, kaldırılması, hazmedilmesi imkansız bir sınırdadır.” değerlendirmesinde bulundu.
“Eğer böyle giderse, vahşet durmazsa, inanç ve insan haklarına kategorik saldırılar ısrarla devam ederse ya küresel ya da bölgesel bir savaş son tercih olarak karşımıza çıkacaktır.” ifadesini kullanan Bahçeli, gelinen noktada öncelikle katliamı durduracak bir ateşkes rejiminin süratle hayata geçirilmesinin gerekliliğini vurguladı.
“BÖLGE ÜLKELERİNİN GİRİŞİMİYLE BİR ‘KUDÜS PAKTI’ OLUŞTURULMALIDIR”
Ardından Orta Doğu’da barış ve huzuru sürdürebilir kılacak adımların süratle atılması gerektiğinin altını çizen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bu amaçla Türkiye, Suriye, Irak, Mısır başta olmak üzere bölge ülkelerinin girişimiyle bir ‘Kudüs Paktı’ oluşturulmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk milletinin vicdanının sesi, ileriyi gören gözüdür. Bu itibarla, bugün Gazze’yi yerle bir eden, Kudüs’te Mescid’i Aksa’yı her gün taciz eden, Batı Şeria’daki Filistinlilere huzur yüzü göstermeyen İsrail’in durdurulması hem Türk milletinin arzusu, hem de bölgenin ve dünyanın huzuru için asgari bir zarurettir.”
Bahçeli, bütün bunların güçlü bir bölgesel dayanışma olmadan sağlanamayacağını belirterek, Türkiye’nin çağrıları ve çabalarına bölge devletlerinin de samimi ve olumlu cevap vermesi gerektiği kaydetti.
Bu kapsamda, bugüne kadar farklı şekillerde var olan Filistin veya Kudüs temelli bölgesel diyalog ve işbirliği zeminlerinin hepsini kapsayacak biçimde daha sıkı ve güçlü bir bölgesel ittifaka ihtiyaç olduğuna dikkati çeken Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
“İslam toplumlarının bir ve beraber olması gereken, tek ses, tek nefes halinde bulunması mecburiyet arz eden bugünkü insanlık döneminde, hakkımıza sahip çıkamazsak şerefimizi kaybedeceğimiz herkes tarafından iyi bilinmelidir. Kudüs konusu, sadece Filistinlilerin sorunu olmayıp bütün Müslümanların, aynı şekilde adalet ve hakkaniyet kaygısı taşıyan herkesin sorunudur. Kudüs, küresel barış ve huzurun anahtarıdır. Bu anahtar doğru kullanılmazsa tetiklenen kaos Orta Doğu’yu vurmakla kalmayacak, tüm dünyayı kasıp kavuracaktır.”
Milliyetçi Hareket Partisi’nin mazlumların varlık ve yaşam haklarını sonuna kadar müdafaa etmeye devam edeceğini ve bu uğurda da taviz vermeyeceğini bildiren Bahçeli, “Zalimlere karşı safımız masumların yanıdır. Canilere ve insanlık dramına karşı tarafımız hakkın, hakikatin ve adaletin çizgisidir.” değerlendirmesinde bulundu.
“KUDÜS PAKTI’NI ÜLKEMİZİN GÜVENLİĞİ BAKIMINDAN DA GEREKLİ GÖRÜYORUZ”
Türkiye’nin, 1967 şartlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin derhal kurulmasının Orta Doğu’da kalıcı barış ve çözüm için tek seçenek olduğunu başından beri ileri sürdüğünü anımsatan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Türkiye Filistin davasının samimi savunucusudur. İktidarıyla muhalefetiyle aziz Türk milleti bu mücadeleyi sürdürmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ülkemizdeki huzur, refah ve istikrar ortamının devam ettirilmesinin bölgesel gelişmelerle yakından ilişkili olduğuna inanıyoruz. Türkiye’nin güvenlik halkasında yer aldığı Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin siyasi ve ekonomik bakımdan istikrara kavuşmasına milli güvenliğimiz açısından büyük önem atfediyoruz. Bu çerçevede, Türkiye ile birlikte diğer İslam ülkelerinin katılımıyla oluşturulacak bir ‘Kudüs Paktı’nın ülkemizin güvenliği bakımından da gerekli görüyoruz.”
Bahçeli, “Geldiğimiz noktada bölgenin; kendi ayakları üstünde durmak, emperyalist ülkelerin çizdiği politikalara göre değil, kendi imkân ve kaynaklarını halkının geleceği için kullanma becerisini göstermek, aynı zamanda da bölge ülkelerini bir insanlık suçu olan terörün menşei ve merkezi konumu olmaktan kurtarmak, tüm bölge ülkeleri için ertelenemez bir ihtiyaç haline gelmiştir.” ifadelerini kullandı.
“KATLİAMA DEVAM EDEN NETANYAHU YARGILANIP TUTUKLANMALIDIR”
Suriye’nin kaos üreten yapısına, toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde çözüm üretilmesi bölgenin istikrarı bakımından öncelikli bir zorunluluktur.” vurgusunu yapan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Bununla birlikte, bölgede yaşayan tüm halkların huzur ve güvenliğini sağlamak, insanca yaşamanın erdeminden nasiplerini almalarını temin etmek gibi bir insani yükümlülük de vardır. Demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları gibi evrensel değerlerin hiçe sayıldığı ve her gün biraz daha anlamını yitirdiği Gazze’de, İsrail’in mazlum Filistinlilere uyguladığı soykırım politikasının derhal son bulması gerekmektedir. Tüm dünyayı karşısına alarak katliama devam eden Netanyahu yargılanıp tutuklanmalıdır.”
Gazze’de gelinen noktanın, 1967 şart ve sınırlarını esas alan iki devletli bir çözümün zorunlu olduğunu bir kez daha ortaya koyduğuna dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
“O sebeple bu sorunlu coğrafyada huzur ve barışı, istikrarı ve ekonomik kalkınmayı, paylaşma ve dayanışmayı mümkün kılacak bir adıma ihtiyaç bulunmaktadır. Bölgenin bir ‘huzur kuşağı’ olmasını mümkün kılacak ‘Kudüs Paktı’nın kurulmasına Türkiye öncülük edebilecektir. Zira, bölge ülkelerinin tüm inisiyatifi eline alarak, dayanışma ve işbirliği içerisinde bölgesel sorunları çözebiliyor olması, bölgenin geleceği açısından hayati derecede önemlidir.”
Bahçeli, bölgenin kaos üreten yapısının derhal sona erdirilerek dünyanın refah ve istikrar ihraç eden bir yapıya kavuşturulmasının acil bir ihtiyaç olduğunu belirterek, “İnanıyoruz ki bu girişim, ilgili ülkelerde de karşılık bulacak, Gazze’nin, Kudüs’ün ve bölgenin makus talihini değiştiren tarihi bir adım olacaktır.” ifadelerini kullandı.