Bir polisimizin ücretini kendi cebinden ödeyerek engelli bir vatandaşımızdan satın aldığı pamuk şekerini çocuklara vermesi, ana muhalefet aktörleri tarafından eleştiri konusu yapılıyor.
Öyle bir çarpık zihin dünyasına sahipler ki…
Polise taş, molotofkokteyli, asit atılmasıyla, baltayla saldırılmasıyla bir sorunları yok.
Esnafın dükkânının camının, çerçevesinin indirilmesiyle bir dertleri yok.
Milletin malının, mülkünün yağmalanmasıyla bir sıkıntıları yok.
Tarihî camilerimizin avlusunun, affedersiniz, meyhaneye çevrilmesiyle de hiçbir problemleri yok.
Ama Nevruz Bayramı’nda polisimizin çocuklara pamuk şekeri dağıtması bunları rahatsız ediyor.
Bu tutarsızlığın, bu büyük çelişkinin milletimiz tarafından, özellikle Kürt kardeşlerimiz tarafından da not edildiği kanaatindeyim.
Bu faşizan dil millet karşısında her zaman kaybetmiştir, bundan sonra da kaybetmeye mahkûmdur.
Terörsüz Türkiye hedefine yaklaştıkça istismar malzemeleri ellerinden alınanların bu tür hezeyanlarına anlaşılan daha çok şahit olacağız.
Onlar ne yaparsa yapsın, biz milletimizi 40 yıldır kanını ve kaynaklarını emen terör musibetinden kurtarmakta kararlıyız.
Nifak ve nefret saçanlara aldırmadan, bolluk ve bereketiyle baharın gelişini simgeleyen nevruzu 85 milyon olarak birbirimize yeni bir umutla sarılma vesilesi haline dönüştürmeye gelecekte de devam edeceğiz.