Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Aykut Veli YILDIZ

YENİ ANAYASA DAYATMASI!

Anayasa bir devletin temel yapısını, organlarını, organlarının oluşumunu, yetkilerini ve birbirleri ile olan ilişkilerini kuvvetler ayrılığı esasına göre düzenleyen ve devlet iktidarı karşısında bireyin haklarını güvence altına alan kurallar bütünüdür.

Anayasalar bir devletin temel ilkeleri, yönetim biçimi, vatandaşlarının hakları, ödevleri ve sorumlulukları gibi temel ögelerin ele alındığı hukuk metinleridir. 

Bir devletteki tüm yasalar anayasaya uygun olmak zorundadır. Bu yüzden anayasalar yasaların temeli sayılmışlardır.

1982 Anayasası’nın 11. maddesi; “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” demektedir.  

1982 Anayasası yürürlüğe girdiği andan itibaren sürekli tartışmaların odağında yer aldı. 

Gerek toplumsal gerekse siyasal alanda yaşanan sorunların kaynağında bu anayasanın olduğu ifade edildi. 

Bu sorunların çözülmesi içinde hemen her dönemde anayasanın değiştirilmesine yönelik talepler gündemi işgal etti. 

Kanun koyucunun bu değişim talepleri karşısında duyarsız kalması mümkün değildi. 

Nitekim, 1982 Anayasası yürürlüğe girdikten beş yıl sonra 6 Eylül 1987 tarihinde yapılan halk oylaması(referandum) ile anayasada ilk değişiklik gerçekleştirildi. 

Aradan geçen süre zarfında 1982 Anayasası’nda 4 kez halk oylaması (referandum) 19 kez de TBMM tarafından değişiklik yapıldı.

Bu değişikliklerin 12’si ile 2007, 2010 ve 2017 Anayasa değişikliği halk oylamaları (referandumu) AK Parti iktidarları döneminde yapıldı.

Bu süreçte Anayasanın 177 maddesinden 134’ü AK Parti iktidarları döneminde değiştirildi.

Değişikliklerin bir sonucu olarak anayasa metni orijinal halinden oldukça uzaklaştı. 

Ancak bu durum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidarının anayasanın kökten değiştirilmesine yönelik taleplerini ortadan kaldırmadı.

1982 Anayasası’nın bir darbenin eseri olduğundan ve değişikliklere rağmen özgürlük karşıtı ruhunu muhafaza ettiğinden bahisle, anayasanın bütünüyle değiştirilmesi yeni bir anayasal düzene geçilmesi yönündeki talep, istek ve irade devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve iktidarına şunu sormak isterim ki, yürürlükte olan 1982 Anayasası ile yapmak isteyip de yapamadığınız şey nedir?

Hâl böyle olmasına ve “darbe anayasası”ndan eser kalmamasına rağmen, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sürekli “yeni bir anayasadan” söz etmesi ve gündeme getirmesinin gerekçelerini şöyle değerlendirebiliriz:

  • Yüksek enflasyon, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve gittikçe derinleşen ekonomik krizin yarattığı sıkışmışlık sendromunu izole etme ve gündem değiştirme.
  • Milleti çeşitlendiren Türksüz bir Anayasa hazırlamak. 

●Anayasanın “Başlangıç” bölümünde yer alan Cumhuriyetin temel değerleri ve nitelikleri hükümlerinde değişiklik yapmak veya ortadan kaldırmak.

●Anayasanın ilk üç maddesi ile onların değiştirilmesini yasaklayan dördüncü maddesini değiştirmek.

●Anayasada yer alan, “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” hükmünü değiştirerek, ikiden fazla Cumhurbaşkanı seçilebilmenin önünü açmak.

●Cumhurbaşkanı seçilebilmek için ilk oylamada geçerli oyların salt çoğunluğunu (50+1) daha aşağılara çekmek.

●Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemini güçlendirmek ve tahkim etmek.

●Anayasada yer alan laiklik ilkesinin uygulama alanını daraltmak.

●Türkiye’yi küresel kapitalist sisteme entegre etmek. Siyonistlerin ortaya attığı “İklim Kanunu”na uygun düzenlemeler yapmak, mevcut anayasada vücut dokunulmazlığı ve tedaviyi reddetme haklarımızı Dünya Sağlık Örgütü’ne devretmek!

Ülkemizi istila eden ve sayıları 13 milyonu bulan mülteci, sığınmacı ve kaçak, pahalılık, yoksulluk ve geçim sıkıntısı, Avrupa’da 1’nci, Dünya’da 3’üncü en yüksek enflasyon, deprem, kentsel dönüşüm, eğitim, sağlık, finansman, cari açık ve dış borç gibi pek çok sorunu olan Türkiye’nin, “yeni bir anayasa” hazırlamak acil ve öncelikli gündemi olamaz!   

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a öncelikle, “yeni bir anayasa” hazırlamak yerine, siyasette kirlenmeye yol açan, siyasi parti genel başkanlarına “padişah” ve “kral” yetkisi veren, antidemokratik ve çağ dışı 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun değiştirilmesi yönünde irade ortaya koyması ve çaba sarf etmesini tavsiye ederim.

Vatandaşlarına mevcut anayasanın verdiği hak ve özgürlükleri kullandırmaktan kaçınan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti iktidarının “insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü merkeze alan; daha özgürlükçü, demokratik, realist, sivil, paylaşımcı, kuşatıcı, milli, vizyoner ve çağdaş” bir anayasa yapma çağrısı samimiyetten uzak operasyonel bir slogandır.

Gündemi paranteze alma, öteleme, değiştirme, tek adam yönetimini revize ve tahkim etme operasyonudur.

Anayasaya uymayanlar ve çiğneyenler “anayasa” sözü ediyor!
Yeni bir “anayasa” dayatıyor!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir