VAN GÖLÜ CANAVARI ilk olarak 1889 tarihinde ortaya çıktı. 29 Nisan tarihinde bir gazete manşetinde görüldü. İstanbul’da yayın yapan Saat Gazetesi, yayımladığı nüshasında Van Gölü’nde abdest almaya çalışan bir kişinin canavar tarafından kapılarak göre sürüklendiği yayımlandı. O günlerdeki görselleştirme metoduyla haberde yer verdikleri metni görselleştirdiler. Hem anlatımıyla hem de resmiyle insanların ilgi odağı oldu.
İddialara göre, göle giren bir adam aniden bir yaratık tarafından tutularak sürüklenmeye başlamış. Arkadaşları hemen harekete geçip adamı kurtarmak için çabalamışlar. Fakat yaratık, adamın ayağını sıkıca tutmuş ve kurtarma çabaları sonuçsuz kalmış. Bunun üzerine arkadaşlar, yaratığın kuyruğunu yakmak için bir ateş yakmışlar. Alevlerin etkisiyle yaratık büyük bir çığlık atmış ve adamı kuyruğuyla birlikte havaya kaldırarak gözden kaybolmuş. Bu olay herkesi şaşkına çevirmiş ve o günden sonra gölde bir yaratık efsanesi dolaşmaya başlamış.
Gazetede haberin yayımlanmasının ardından birçok kişi canavarı gördüğünü iddia etmiş.
NEYE BENZİYOR VAN GÖLÜ CANAVARI?
15 metre uzunluğunda, koyu renkli ve sırtında sivri çıkıntılarıyla, hızlı yürüyen ve ses çıkaran görsellerde dev bir yılan şekliyle tasvir edilen, Plesiosaurus ya da Ichthyosaurus benzeri bir varlıktır. Ayrıca gördüklerini iddia eden insanlar hızlı yürüdüğünü ve zaman zaman ses çıkardığını söylemiş.
Van Gölü Canavarı’nı gördüklerini iddia edenlerin sayısı çoğaldıkça resmi kurumlar tarafından göl ve çevresine bilimsel çalışmalar yapmak adına araştırmacılar gönderildi. Ancak çalışmalar sonucu canavarın varlığına dair bir iz bulunamadı.
BİR ARAŞTIRMACI GÖRDÜĞÜNÜ İDDİA ETSE DE KANIT SUNAMADI!
Birkaç yıl sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapan Ünal Kozak, gölde yaptığı araştırmalar sırasında iddiaya göre yaratıkla karşılaştığını ve bu anı kameraya almayı başardığını iddia etti. Çektiği videoyu analiz için ilgili kuruluşlara gönderdi fakat video görüntüleri kimseyi ikna edemedi. Ayrıca eleştirmenler, kamera açısının hiç sol yana kaymadığını ve bunun nedeninin yaratığı iple çeken bir tekne bulunduğunu savundular. Cambridge Üniversitesi’nde bulunan biyologların incelediği kayıtta, yaratığın hiçbir yöne sapmadan düz bir yol izlemesi de, bu durumun bir tekne tarafından çekilen bir maket olduğu kuşkularını uyandırdı. Ünal Kozak aynı zamanda konu hakkında bir kitap da yazmış olmasına rağmen, bu iddialar hala tartışma konusu olarak kalmaktadır.
VAN, BU OLAYI TURİZME DÖKTÜ
Van’ın Gevaş ilçesi, bölgenin turizmi için bu canavarı bir yatırım aracı olarak kullandı. Hatta canavarı gördüğünü iddia eden belediye başkanı Nazmi Sezer, canavarın 4 metrelik heykelini diktirdi. Heykel o günden bu yana hala sergilenmekte. Turizm amaçlı Van Gölü’ne gidenlerde canavarı görme umudu yeşertse de birçoğumuz ve araştırmacılar için birer efsaneden ibaret.
BU EFSANE BİR YERDE DAHA MEVCUT: İSKOÇYA!
Loch Ness Gölü’nde yaşadığı söylenen ve Van Gölü Canavarı olarak tanınan varlık, yıllardır dünya gündeminde önemli bir konu olmaya devam ediyor.
Loch Ness’te yaşayan canavar, İskoç kültürü için önemli bir anlama sahip. Bulunduğu yerden de anlaşıldığı üzere “Nessie” olarak isimlendirilen canavarın yaşadığı düşünülüyor. Nessie, Van Gölü canavarına benzer özelliklere de sahip. Uzun boyunlu, sudan bir veya daha fazla hörgüçle kendisini gösteren oldukça büyük bir canavar olarak tanımlanıyor.
Nessie’nin ilk görülme hikayesi ise 565 yılına dayanıyor. O yıllarda yaşayan bir rahibe böyle bir varlık gördüğünü iddia ediyor.
1933 yılına gelindiğinde de çevrede sıklıkla adından söz ettiren bu canavar ilk kez görüntülendi! Cerrah Robert Wilson, gölde yüzen bir canavarın fotoğrafını çekmesi, büyük ses getirdi. Ancak ilerleyen yıllarda fotoğrafın sahte olduğu ortaya çıktı.
Nessie’nin de hikayesi aynı Van Gölü Canavarı gibi. Yapılan araştırmalar sonucu ortada bir kanıt yok. İskoçya’da bizler gibi turizme bir katkı olarak canavarı sözlü biçimde yaşatıyor.